Annelerin, yaşamımızla ilgili pek çok tezi vardır: “Çorabınla uyuma, ömrün kısalır”, “Gece tırnak kesilmez”, “Tabağında yemek bırakma, arkandan ağlar”, “Uyuyan insanın üzerine karlar yağar”, “Terli terli soğuk su içme, hasta olursun…” gibi.Aslında pek çoğunun, geçmiş zamanlara dayanan mantıklı bir açıklaması da vardır. Fakat günümüz koşullarında herhangi bir dayanakları olmadığını ve bunların bilimde “Evhamlı Anne Sendromu” olarak yer aldığını söylemek mümkün.Evrensel anne lügatında yer alan bu deyimler için, “saçmalama anne” derken bir yandan da doğru olabileceği ikilemine düşmüş kişiler tarafından belli başlı araştırmalar da yapılmış tabii. Ve sonuç: bu zamana kadar yapılan hiçbir araştırma, hastalıkların sıcaklıklarla bir ilgisi olduğunu kanıtlayamamıştır.
Bilim Ne Diyor?
19. yüzyıl bilim insanı Louis Pasteur’un bulduğu ve günümüzde geliştirilerek hala kabul gören Mikrop Kuramı’na göre, hastalıkların en büyük nedeni mikro-organizmalardır. Bu organizmalar: bakteriler, virüsler, mantarlar, priyonlar, protozoalar, ve diğer çok hücrelilerdir. Özellikle boğaz ağrısına neden olan farenjittin %99 oranında mikro-organizmalara dayandığı, araştırmalarla belirlenmektedir. Dolayısıyla terliyken içilen soğuk suyun, konuyla hiçbir alakası bulunmamaktadır.Ayrıca, araştırmalar gösteriyor ki, insanların soğuktan titreme davranışının da hastalıkla bir alakası bulunmamaktadır. Bu, yalnızca vücudun sıcaklık dağılımına göre kanın pompalanmasıyla bağlantılı.Son olarak, bazı araştırmalar da soğuk suyun insan vücudu için faydalı olduğuna ve hatta kalori yakımına neden olduğuna ışık tutuyor. Ancak kesin olarak literatüre geçmiş bir bilgi değil.
Anne İçgüdüsü!
Tüm bunların dışında, aslında annelerin içgüdüsel bu yaklaşımı, bir noktada bazı profesyonel spor eğitmenleri tarafından farklı bir açıdan kabul görüyor: küresel alanda çalışmalarını gerçekleştiren pek çok antrenör, spor sırasında su içmenin doğru olmadığı kanaatinde. Bu noktada elbette vücudu susuz bırakmaktan bahsetmemekle beraber, antrenmanlardan 1 saat önce ve antrenman bittikten 1 saat sonrasına kadar geçen sürelerde su içmenin, kalp sağlığı açısından tehlikeli olabileceği konusunda yaygın bir görüş yer alıyor. Aşırı susama halinde, birkaç yudum ya da 1 salatalık ile olabildiğince kontrol altına alınması öneriliyor. Elbette bu konu hakkında herhangi bir kesin kaynak ya da deney, yer almıyor. Peki annelerin “terli terli su içme” sözünün altında aslında belki de spordan hemen sonra su içmeyi engelleme içgüdüsü yatıyor olabilir mi?